Anasayfam Yap | | | RSS | | | Sitene Ekle | | | Mobil |
![]() |
DİLAN KAHRİMAN -
kahrimandilanne@gmail.com AMERİKA MACERAM: NİAGARA ŞELALESİNİ GÖREN ATEİST BİLE 'ALLAH VAR' DER 08 Eylül 2015 - 1093 okunma |
SEYİRNAME İnsan insanlık tarihinin her evresinde seyahat etmiştir. Seyahat etmek insana sağlık ve huzur verir Onun için seyahatte sıhhat vardır demiş atalarımız. Evliya Çelebi’yi örnek aldık hep, dünyayı İstanbul’ugezerken, anadoluyu gezerken, Türkiye’yi gezerken şimdi de dünyayı gezerken… Bizim millet olarak pek gezme kültürümüz yok. Bizde inasınımz emekli olunca bir ev, bir arsa daha alma derdine düşer çocukları mağdur olmasın diye. Oysa Avrupalı ve Uzakdoğu ülkelerinin insanları emekli paralarıyla dünya turuna çıkar. Bunu, Sultanahmet’e çıktığınızda yoğun şekilde görebilirsiniz. Rusya’da az bir ücretle çalışan insanlar, yine de birikim yapıp her yıl bir muhakkak başka bir ülkeye giderler. Bu seyahat bilinci tüm doğu bloku ülkelerine terleşmiştir. Benim seyahat maceram da bir başka. Şimdi onu sizlerle paylaşmak istiyorum, umarım keyifle okursunuz. Amerika Her gidenin maceralarını anlata anlata bitiremediği; henüz gitmeyenlerin ise her daim planları arasında olan ülke. Lakin benim planımda yoktu. Work and Travel programını duyana ve babamın kahvaltı masasında "e git o zaman" diyene kadar... Her ay gezip gördüğüm başka bir ülkeyi anlatacağım bu yazı dizisinin ilkinde anılarımdan da bir parça feyz alarak size Amerika’ya yolunuz düşerse neler yapmanız gerektiğini anlatacağım. İLK ZAMANLAR Yarım yamalak bir İngilizce ile çıktım yola. Amerika şartlarına göre bu yarım yamalağın karşılığı koca bir hiç oluyor. Bu dil eksikliği de gün be gün daha çok sorun haline gelmeye başladı. Yani neymiş, tarzanca bir İngilizceyle oraya gitmeye kalkmayın, he milliyetçi damarınız tutar "bana ne onlar Türkçe öğrensin" derseniz ilk hatayı sizde benim gibi yapmış olursunuz ve her gün elinizde sözlükle cümle kurmaya kalkarsınız -tabi bu da çok zor-. Konuşma kılavuzunu hiç söylemiyorum bile, 5 cümle işinize yarıyorsa gerisi boş. He bir de çok bilenler var. Onlara da söyleyecek bir sözüm var elbet; bizim Amerikalılar da İngilizceyi dört dörtlük konuşmuyor. Çok da yormayalım kendimizi yani. Tavsiyem, onlara ayak uydurun. Az bir gramer bilgisi, çok kelime bilgisiyle İngilizcenin altından kalkabilirsiniz. Size inanıyorum. Benim yaptığım hatayı yapıp olur olmadık yerde Türkçe konuşmayın. Hele de bir erkeğe "ne yakışıklı be' demeyin. Cevap alabilirsiniz :) OTELDE TEMİZLİKÇİYDİM Evet evet yanlış okumadınız. Amerika'ya gitmek için kendi evimde bile yapmadığım şeyi yaptım ve cam sildim. Ayrı bir nanoteknoloji yokmuş meğer bu çok gelişmiş ülkede. Massachusetts eyaletinin Cape Cod yarımadasında temizlikçi olmak elimde süpürge ve bez gerçeğini değiştirmedi yani :) Şimdi size eğer oraya çalışmak için giderseniz neler olacağından biraz bahsedeyim. Hak ettiğiniz parayı alamayacaksınız çünkü yurtdışından istihdam edilen isçilersiniz. Yani Amerikan vatandaşı saatte 15 dolar kazanırken sizler 7 dolar kazanacaksınız. Türkiye şartlarına göre iyi olduğundan çok rahatsız etmiyor bu ciddi fark. Ek iş de yapma şansınız yüksek çünkü çalışma saatleri fazla değil. Mesela gündüz otelde temizlikçi akşam bir pizzacıda bulaşıkçı gece de otelin havuzunu temizlerseniz birazcık paranız olur işte. ŞİMDİ GEZMEK ZAMANI Dediniz ki çok çalıştım paramı kazandım. Şimdi gezmek zamanı… Yapmanız gereken ilk şey New York’taki Chinatown'u bulmak olsun. Her sektörde olduğu gibi Çinliler bu işe de el atmış. Piyasanın çok altında Amerika turlarıyla başlıca gezmek istediğiniz yerlere gidebilirsiniz. Şahsen ben sadece 100 dolara Washington DC, Philadelphia’ya, Niagara Falls’a gittim, Hilton ve Holiday İnn'de konakladım. Her şey imkânsız olamayacak kadar güzel derken beklenen vurgunu yedik. Birinci gün Çin yemekleri, ikinci gün de, üçüncü de derken 3 gün boyunca yemediğim absürt yemek kalmadı. Yılan eti ve pekmezli tavuk dahil. O tatları unutmak istiyorum desem yeridir. Yemek demişken çok hassas olduğumuz, yememek için köşe bucak kaçtığımız domuz etine değinmeden olmaz. Her canlı nasıl bir gün ölümü tadacaksa birçok gezgin Müslüman da bu haramı yanlışlıkla yiyecek. Kaçınılmaz. Dikkatli olmakta fayda var. Kötü niyetli insan da çok malum. Peki, nereleri gezelim Dilan diye sorarsanız size ilk cevabım Niagara Şelalesi olur. En kral ateistin bile bu dünya harikasını görür görmez kuracağı ilk cümle 'evet Allah var'dır. Bakmaya doyamadım desem yeridir. Size önerim yolunuz bu şelaleye düşerse kalın giyinin ve ıslanmaya hazır olun. İmkânınız olursa da bir kaç saatinizi bir köşede oturup suyun sesini dinleyin. Tam bir terapi. İkici yer ise tabi ki New York, ilk durağınızsa Times Meydanı. İlk adımı attığınız an bir harita bulun. Yoksa 5 saniye içinde nerede olduğunuzu unutabilirsiniz. Eğer New York'a gittiyseniz eminim Türk restaurantı bulmak isteyeceksinizdir. Yapmayın :) Ne aradığınız lezzeti ne de buradaki fiyatları bulabilirsiniz. Yemek konusunda genel bir tavsiyem var size, dinleyin ve uygulayın. Hangi ülkeye giderseniz oranın yemeklerini yiyin. Farklılıklar zenginlik kazandırır. Önereceğim bir başka yer ise Boston şehri ilk durak ise Harvard Üniversitesi. Adeta podyum, sanki kampüs mankenlik ajansı, öğrenciler de manken. Velhasıl geze geze rahmetli Harvard amcamızın büstünü rastladık. Her yeri kahverengi bir ayağı bakır neden ki acep derken öğrendik o çok medeni dediğimiz Amerikalıların da batıl inançları olduğunu, meğer bizim Amerikalılar zeki olmaları için ellerini rahmetlinin büstünün ayaklarına sürüp başlarına sürüyorlarmış. Sizlere bu kulvardaki son önerim ise sokak festivallerini sakın kaçırmayın. Hemen insanların arasına karışın ve eğlencenin tadını çıkarın. Ve Amerika'ya gitmeye hazırlananların en çok duyduğu cümleler; "-Bana gelince parfüm al. -Victoria Secret'a uğra. -iPhone al son çıkanından olsun. -Bir Converse alsana be çöpçüler giyiniyormuş orda biliyor musun?" gibi konuşmalar… İşte benim önerim; HEDİYE ALMAYIN Tabi bu bence. Çünkü her şey pahalı. Belki ufak anahtarlıklar buzdolabı süsleri alabilirsiniz. Dilan ne cimrisin demeyin. Elektronik aletlerin orada çok ucuz olduğu koca bir yalan. Şehir efsanelerini bırakıp biraz gerçeklerden konuşalım. Mesela 100 200 lira fark için İngilizceden başka bir dilde çalışmayan bilgisayarı neden alalım ki... Ben aldım çok mutsuzum :) iPhone mevzusuna gelirsek lock ve unlock konusunu bir araştırmanızı tavsiye ederim. Detaylara girmiyorum lakin bana ayrılan sayfanın sonuna geldik :) SÖZÜN ÖZÜ Benim param ve kısıtlı vaktim bu kadar gezmeye yetti, umarım siz okuyucularımız daha çok yer gezer, #seyirname tagi ile de bizlerle paylaşırsınız. Bir sonraki yazımda sizleri Balkan ülkelerinden son dönemlerde en çok Türk turist alan ve vizesiz de gidebileceğiniz bir ülkeye, Sırbistan'a götüreceğim. O zamana kadar takipte kalın :) |
Yorumlar
(0):
|
Yorum Ekle |
|